kendimce... kendimden... yazabildiğim kadarıyla... aklıma takılanlar...

5 Mayıs 2012 Cumartesi

tarifsiz...


  hayat; inişli çıkışlı kısa bir öyküden ibaret... göz açıp kapayıncaya kadar geçen ardında biraz hüzün, biraz mutluluk bırakan heves gibi bir şey aslında. yaşadıklarımıza anlam veremememiz belki de bu yüzden...

  en mutlu ya da en sevinçli anlarımız zannederiz aşk dolu günlermizi. sahiden öyle midir? aşk mutluluk kaynağımız mıdır? aşk olmazsa olmaz mı yani? hepsine koca bir hayır ya da koca bir evet sorumuzun cevabı olabilir mi?

  bazen sorular çok olur ama cevap bir tane olmaz. hani bilirsin belki ama şöyle böyle dersin ama bir türlü anlatamazsın cevabı, tarif edemezsin. aşk da böyledir işte. en karmaşık konulardan biridir. içine aşk koyduğumuz her konudan çıkışımız zorlaşır. en güzel mi en acı günlermiz midir aşk dolu zamanlarımız bilinmez. belki biliriz ama söyleyemeyiz...

  aslında aşk; kullanımına göre yarar ya da zarar sağlayan sıradan bir maddeden ibaret. böyle diyebilir miyiz?

2 yorum:

  1. Son paragrafınıza binaen demek istiyorum ki, aşk bu kadar basit mi? Yahut biz aşktan bir yarar mı bekliyoruz ki? Ve ya aşka yüklediğimiz anlamlar farklı. Aşık olayım deyince aşık olunmuyor, aşk kendiliğinden oluveriyor.
    Ve aşka nasıl madde diyebiliriz ki?

    YanıtlaSil
  2. yaralandığın kadar basitleştirirsin aşkı... yoksa çok kanatır seni...

    YanıtlaSil