kendimce... kendimden... yazabildiğim kadarıyla... aklıma takılanlar...

15 Nisan 2015 Çarşamba

Yorgunluk...


  Doğumla ölüm arası hayat bazen seneler, bazen aylar, bazen günler kadar. Ne kadar uzatırsak uzatalım sonlu bir süreç ömür. Ne kadar çok değil, ne kadar güzel olduğu önemlidir. Ne kadar mutlu olduğun, ne kadar mutlu ettiğindir aslında.

  Ne kendini bırakmalısın ne de başkalarını unutmalısın. Hayat bu dengeyi kurabilenler için güzel. Mutluluğun şifresi de bunda sanki. Ama ne kadar becerebiliyoruz ki? Ya kendimize gömülüyoruz ya da kendimizi unutuyoruz. Çalış, çabala, varını yoğunu onlara ver. Ve bunlar olurken hayat durmuyor. Sen biterken "bir dakika" diyemiyorsun. Dinlenmek mi? Maalesef.

  Ömrün koşar adam senden uzaklaştığını, ölümün sana göz kırptığını anlayamıyorsun. Ta ki ölüm gelinceye kadar. Onca yaptıkların, çektiklerin son bulur. Sahi tüm bu uğraşlara rağmen son bir şansın olsa ne güzel olurdu değil mi? Ama emin ol son bir şans değil, son bir kaç şans da olsa sen aynısını yaparsın biliyorsun değil mi? Zaman aleyhimize işliyor, hadi tut ellerinden...